Osmanlı Devleti’nde Ayanlık Müessesesi ve Merkez-Çevre İlişkisi

Halil İbrahin YANAR

Bekir PARLAK

Mehmet Şirin ÇETİN

Öz
17. yüzyılın sonlarından itibaren ortaya çıkan ve 1726 yılında da hükümet tarafından resmen bazı hanedan sahiplerine görev verilmesiyle yerli ailelerin ön plana geçme mücadeleleri sonucunda gelişmeye başlayan ayanlık müessesesine Osmanlı Devleti, birçok eyalete, o eyaletler içindeki güçlü konumdaki kesimlere bazı imtiyazlar vermek zorunda kalmıştır. Bu nedenle güçlü kesimler merkeze karşı, Anadolu ve Rumeli’nin çoğu bölgesinde bağımsız olarak kabul edilebilecek siyasi egemenlik alanları oluşturmuşlardır. Böylece ayanlar, 18. yüzyılın ortalarına doğru ilk önce önemli sancak ve kazalarda daha sonra da Anadolu’nun neredeyse her yerinde görülmeye başlanmıştır. Bu çerçevede ayan tarzı eyalet yönetimi doğmaya başlamış, daha yoğun nüfuslu yaşam alanlarından kasabalara hatta köylere kadar her bölgenin varlık sahibi ve nüfuslu kişilerinin, merkezi hükümetten aldıkları sorumluluk bağlamında kendi içlerinde bir hiyerarşi oluşturmaları sosyal açıdan bir zorunluluk durumuna gelmiştir. Gittikçe artan ayanlık müessesesi merkezi gücü sorgular duruma gelmiştir. Osmanlı Devleti kuruluş yıllarından itibaren merkezi gücü ön planda tutan bakış açısına sahiptir. Bu çalışma da merkez-çevre ilişkisi bağlamında bir döneme damga vuran ayanların ortaya çıkışı, gelişimi ve etkileri üzerinde durulacaktır.
Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devleti, Merkez-Çevre, Ayanlık Müessesesi, İltizam.

PDF

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu